Ertelenmiş, yaşanmamış, kalbimizin bir köşesinde öylece duran binlerce güzelliğin hiç dokunulmadan üzerine basılıp geçildiğini görüyorum hergün. Hergün ve her saat bu ertelenmiş veya hiç görülmemiş duyguların boşluğunda sarsılan ruhların gözlerine bakıyorum.
Çocuklara ertelemeyi öğreten anneler görüyorum, babalar… Anlamları havada asılı, yarım kalmış cümleler topluyorum konuşan insanlar arasından. Birbirinin yüreğine ulaşamayan vasıfsız kelimeler…

Erteleme hikâyeleri dinliyorum hergün. Keşkelerle başlayan buğulu bakışlarda.
Kırılan kalpler, dağılan duygulara şahit oluyorum. Birilerine güzellikleri erteletmeye çalışan ve basit çıkar oyunlarına yenik düşmüş yürekler…

Hayat ertelenir mi? Bize verilen sınırlı nefes sayısını, armağan edilen bu en büyük ve kutsal emaneti nasıl olur da erteleyebiliriz ki? Ama erteliyoruz. Sınırlı nefes sayımızı, ömrümüzü ve bir daha gelmeyecek bu güzel yılları erteliyoruz. Ertelemek ne işe yarıyor sonsuza dek yitirmekten başka.

Bazen bir tebessümü erteliyoruz. Bazen ailemizle geçireceğimiz huzurlu dakikaları. Bazen bir dosta ulaşacak cümleleri. En çok da kendi yüreğimizi erteliyoruz. Zaten bütün ertelenmişlikler de bundan kaynaklanıyor.
Küçük bir davranışımızın nelere mal olacağını hiç bilemeyiz. Minik bir tebessümün sonucunun bir hayatı kurtarmaya kadar gideceğini de. Kelebek etkisini uyandıran bir öykü anlatılır.

“Minik kız üzgün görünen yabancıya gülümsedi. Adam kendini birden daha iyi hissetti. Geçmişte bir arkadaşının ona yapmış olduğu iyiliği hatırladı ve ona teşekkür mektubu yazdı. Bu mektup arkadaşının o kadar hoşuna gitti ki, yemek yediği lokantaya iyi bir bahşiş bıraktı. Bu bahşişin miktarına şaşıran garson bir kısmını yolda gördüğü fakire verdi. Adam çok sevindi çünkü iki gündür ağzına bir lokma bile koymamıştı. Yemeğini bitirdikten sonra, kaldığı izbe odaya gitmek üzere yola koyuldu. Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alıp eve götürdü. Soğuk fırtınadan kurtulup başını sokacak bir yer bulduğu için köpekçik çok mutluydu. O gece evde yangın çıktı. Köpek yavrusu havlamaya başladı. Bütün ev halkını uyandırana kadar havladı…”

Hayatta her şey başlı başına bir olay. Her şey bir mucize ve anlamları sonsuzluk kadar derin.

Hayatı anlamlı ve ertelemeden yaşayabilmek dileğiyle…

07.05.2005

Meryem Tortuk

Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez…. Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç… Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında…. Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra…

Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu… Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki… Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü… Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağmen çocuk sahibi olmayınca, bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler… Senin için ölürüm derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adama Hayır, ben senin için ölürüm diye yanıt verirdi hep…

Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak…. Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı… Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten….

Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde satılık levhası asılı olan. Ne dersin, bu evi alalım mı? dedi adama. Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı… Sen istersin de ben hiç hayır diyebilir miyim? diye yanıt verdi adam. Amerika’daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı… Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık….

Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika’ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: Canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut…

Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı adama, Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat diye dil döktü boş yere… Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği…

Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım diye sözünü kesti arkadaşı. O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya….

Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları diye bağırdı kadın. Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı…. Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı… Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın…

Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, son bir kez kucaklamak isterim seni diyecek oldu ama kadın, defol dedi nefretle…

İlk celsede boşandılar… Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu.

Aradan bir yıl geçti… Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. Sen, buraya ne yüzle geliyorsun diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor. dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika’daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını. Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika’ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu kutuyu vermemi istedi… Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. İlk kağıtta, Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem diyordu… Sırayla okudu; Seni çok sevdim, Seni sevmekten hiç vazgeçmedim, Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim. Fakat benim için ölmeni istemedim Şimdi bana söz vermeni istiyorum. Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı? son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın… Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:

Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım….

-alıntıdır-

yobombo.com - 50'den fazla yabancı dilde chat yapın

Tüm dünyada tek bir dil konuşulsa acaba nasıl olurdu? İnternet üzerinden yapılan anlık çeviriler ile chat programını birleştiren bir girişim yobombo.com ile artık bu mümkün hale geliyor. Yobombo ile 50 den fazla dilde çeviri ile dünyanın başka yerindeki insalarla anlık sohbet edebiliyorsunuz. Ocak ayında Türkçe desteği de eklenen sitenin günlük konuşma çevirileri oldukda başarılı. Siteyi hayata geçiren ekip Burhan Aydın ve Emre Güngör isimli 2 Türk iş adamı. Sitenin üye sayısı 400 bin’i geçmiş ve kullanıcıların çoğunlu da bayan üyelermiş (:

Siteye üyelik ücretsiz ama chat yapmak istediğiniz de paralı üyelik istiyor. Ücretsiz üyelik ile sadece çeviri kutusunu ve üye arama kısmını kullanabiliyoruz.
Ücretli üyelik ile:
- Çevirili Özel Sohbet
- Çevirili Grup Sohbet
- Çevirili Mesaj
- Çevirili Yorumlar
- Çeviri Kutusu
- Arkadaş Arama
- Arkadaş Ekleme
- Favori Ekleme

Ücretler ise şu şekilde: 1 Ay 9.90 TL, 6 Ay 39.90 TL ve 12 Ay 59.90 TL.

www.yobombo.com

.

kaynak: www.weboha.com

.

Çilekeş’in üçüncü albümü “Histeri Çalışmaları“, modern dünyanın zahirî sınırları içinde (ama her daim diken üstünde) yaşıyor olduğumuz gündelik hayatın kargaşasından, darmaduman aklı sayesinde sıyrılmayı başarabilmiş, kendi vücudunda karantina altında kalmış ve her daim zan altında olan sıradan bir adamın, vicdanına, değerlerine ve dehlizleri ardına dek açılmış zihnine sorduğu upuzun bir soru: kendini tekrar etmeden aynı cevapları arayan.

Sorduğu sorulara önerdiği yanıtların beyhudeliğini bilen ve aslolanın sorduğu soruların ya da aradığı cevapların değil, ilerliyor olduğu yol ve yolculuk olduğunu bilen bir anti-peygamberin, kendi geçmişinden öğrenip, kendi geleceğine vahiy ettiği bir ahlâk, ilkeler ve göstergeler haritası: sınırlarını yine gündelik hayatın engelleri ve endişeleri ile çizdiği.

Kendisi için çizdiği ve yine kendine varacağını bildiği bu yolun ve sınırların üzerinde hiç sendelemeden, koşar adım ilerleyen bir ip cambazının, gözler üzerindeyken bile gözünü kırpmadan, gururla ve duygusuzca yaptığı tek kişilik bir gösteri: tek kişilik bir ordunun, hepimizin vicdanına karşı meydan okuması. Saf aklın, bilinçli ve kasti bir psikozun girdabında kendine yönelttiği bir eleştiri değil; eleştirinin, saf aklın sınırılarını aradığı bir meydan okuma: referans noktası ve çıkış noktası yine saf aklın kendisi olan.

“Histeri Çalışmaları”, kendi vicdanına doğrulttuğu, her kovan deliği boş olan bir silah ile oynadığı ‘us ruleti’nin, neden her zaman aynı sonuçla bittiğini sorgulayan hayali bir kahramanın, herhangi birimize sorduğu en basit fakat en sert soruların bir araya geldiği, zaman zaman öfkesine, zaman zaman özgüvenine fakat çoğunlukla masumiyetine yenik düşerek mırıldandığı bir post mortem ağıt: “Nereye gidiyorsun?”, “Neye aitsin?”, “Bunların hangisi sana ait?”, “Ben, sen, hangimiz, o, biz, inanç nerede, siz, nereden geliyoruz, yol burada, sıradaki hangimiz, kimiz?”

Histeri Çalışmaları“, geceleri sık sık hissettiği, rüyada düşme hissi ürpertilerini gündelik hayatının her fâni anında yaşayan hayali bir kahramanın, tam da düşecekken yüzümüze bakıp sorduğu masumane bir soru; ve vereceğimiz cevaplar ne onu ne de bizleri tatmin etmeye muktedir; ve o da, biz de bu aklî spazmın farkındayız.

“Histeri Çalışmaları” 1 Haziran 2010 Salı günü Lin Records etiketi ve EMI dağıtımı ile tüm müzik marketlerde ve cilekes.com.tr de…

Çok kısa bir süre sonra ilk defa ve sadece myspace üzerinden dinleyebileceğiniz Çilekeş’in üçüncü albümü “Histeri Çalışmaları” na geri sayım hızla devam etmekte, takipte kalın…

çilekeş histeri çalışmaları 2010 yeni albüm

kaynak: www.myspace.com/cilekesofficial

Bilgisayarla çalışırken ya da bir programı açarken aniden resetlenir (Kendiliğinden kapanır ve açılır). Bunun olası nedenleri ve çözüm yolları aşağıdadır.

Maddeler halinde:

1- Mikroişlemci (CPU) ve power supply fanlarının çalışmaması ve bu nedenle mikroişlemcinin ısınması. İşlemci fanı durmuşsa o zaman bilgisayarınız sürekli reset atıyor olabilir.
2- Belleklerde (Ram) sorun olabilir arıza yada birbirleriyle veya anakartla uyumsuzluk olabilir. Ram yuvalarında bozulma da olabilir. Birden fazla ram varsa tek tek denenmeli yada başka ram kullanılmalı.
3- İşlemci fanı yerine iyi oturmamış veya kasaya bir darbe nedeniyle yerinden oynamış olabilir.
4- Çakışan programlar neden olabilir. Son yuklediğiniz programları kaldırıp deneyin.
5- Harddiskte bad sektör oluşmuşsa.

6- Power supply’den gelen anakarta bağlanan kablolar yerinden oynamış olabilir.
7- Power supply’ın gücü yetmiyor olabilir. Daha güçlü bir power supply ile değiştirilmeli.
8- Bazı virüs ve Spy yazılımları neden olabilir. Antivirüs ve antispy programlarıyla bilgisayarı taratın ve temizleyin.
9- İşlemcide termal macun var mı kontrol edin. İşlemcinin fanı düzgün yerleştirilmişmi?
10- Ekran karti fanını ve kablolarını kontrol edin.
11- İşlemci ısısı yükseldiği için. Madde 1 ile aynı sebeple olabilir.
12- Usb çıkışlarını kontrol edin.
13- Oyun oynarken başına geliyorsa ekran kartının sogutması kötü olabilir.
14- Şebekeden gelen voltajın düşük olması, resetlenmeye sebep olabilir. Topraklama olmalı mutlaka ve sadece bilgisayara ait priz olsa iyi olur.
15- Ekran kartında sorun olabilir. ( başka bir bilgisayarda denenebilir )
16- Anakartında arızalı olabilir.
17- Hard disk kablolarında sorun olabilir.
18- PCI slotlarına takılan ethernet kartından olabilir.
19- Bazen TV kartları sürücüleri resetlenmeye neden olabilir.
20- Bios ayarları değiştirilmiş olabilir. Ayarları default yapmak çözüm olabilir.
21- AGP slotu bozuk olabilir.
22- Kartlardan biri yanmış veya yuvasından oynamış olabilir.
23- Çok düşük ihtimalde olsa yeni takılan bir donanım nedeniyle biosun guncellenme ihtiyacından kaynaklanan problem olabilir.
24- Eğer daha önce kullanmadığınız bir işletim sistemini ilk defa yuklediyseniz donanımınızın bu işletim sistemine yeterli olması gerekir. Donanımın bu işletim sisteminin minimum gereksinimlerinin karşılanmaması resetlenmeye veya kilitlenmelere neden olabilir.
25- Cd-ROM veya Dvd-ROM sürücüleride neden olabilir. Farklı sürücüler denenebilir.
26- Msn Messenger’da siz veya karşıdaki kişi web cam açtığında pc resetleyebilir, msn camera ayarlarında hata var demektir.
27- Anakartı USB 2.0 desteklemeyen kasalarda webcam’le görüntülü chat yaparken reset atabilir.
28- Bir programı kaldırdıktan sonra (Uninstall), ortak kullanılan windows sistem dosyaları silinmiş olabilir.

Eğer bunların dışında bu nedende bilgisayar resetleniyor diyorsanız konu altına yorumunuzu ekleyebilirsiniz..
Bazı Resetlenme olasılıklarının ayrıntıları :

* BİR VİRÜS VE BİLGİSAYAR WİNDOWS LOGO’ SUNU GÖREMEDEN RESETLENME

Virüs programlarının bu virüsü tanıyamaması yani bilgisayarınızı temiz zannetmeniz. Aslında ortalıkta dolaşan bir virüs var ve sisteminize bulaştığı anda Windows LOGON.exe dosyasını bozuyor ve sisteminiz açılırken Winlogon.exe’yi yüklemeye başladığı anda ( Windows Logosu gelirken ) Bilgisayar birden bire RESETleniyor ve yeniden başlıyor.
İlk akla gelen GÜVENLİ KİPTE açmak ve antivirüs yazılımı ile bilgisayarı taratmak çözüm olabilir. Fakat sonuç vermeyebilir. Bu durumda Güvenli Mod seçenekleri arasında olan HATA AYIKLAMA MODU ve EN SON EN İYİ YAPILANDIRMA AYARLARINIZ seçenekleri ile bilgisayar açılmaya çalışılmalı, yine sonuç vermiyorsa. Virüs aktif olmuş ve işletim sistemini ele geçirmiştir.
Bu durumda bilgisayarı formatlayıp işletim sistemini yeniden kurmaktan başka çare olmayabilir.

* ISINMA PROBLEMLERİ

Bu başlıca fanlarla ilgili bir sorundur. Bunun sebebi, öncelikle mikroişlemci fanı, sonra kasa içerisindeki fanlar, sonra da Power Supply ( Güç kaynağı ) Fanlarının çalışmaması veya yavaş çalışmasıdır. Fanlar oluşan ısıyı dağıtmak ve sistemi soğutmak için çalışırlar.

Örnek mikroişlemci fanı: Mikroişlemci çalıştığı zaman ortaya belirli bir ısı çıkar eğer bu ısı dağıtılmazsa, yani mikroişlemci soğutmaz ise o zaman işlemci fazla ısınır ve sonunda çalışamaz hale gelir hatta yanabilir.

İşte mikroişlemci fanı eğer durmuş ise o zaman bilgisayarınız sürekli reset atıyor olabilir.

* İŞLEMCİ FANI KAYMIŞ YADA YERİNDEN OYNAMIŞ OLABİLİR.

Eğer işlemci fanı ile oynadınız ise yada fanınızın altındaki aliminyum soğutucuyla oynadınız ise yada bilgisayarınızı bir yerden başka bir yere taşıdıysanız tabi o sırada kasayıda bir yere çarptıysanız bu esnada; İşlemci fanı altındaki soğutucu aliminyum yerinden oynamış olabilir ve tam olarak işlemci üzerine oturmadığı yani sağa sola kaydığı için soğutma yapmıyor işlemci aşırı ısınıyor ve bilgisayarınız RESET atıyor olabilir.

* RAM BOZULMASI YADA RAM UYUMSUZLUĞU.

Bilgisayarınıza yeni bir RAM aldınız ve taktınız. Eğer yeni ram ile eski RAM birbirine uyumsuz ise yada yeni aldığınız RAM anakartla uyumsuz ise işte o zaman bilgisayarınız hiç açılmayabilir yada RESET atabilir. Yapmanız gereken anakartınıza ve eski ram’inize uygun bir ram almaktır.

Diğer bir sorun da, RAM bozulmuş olabilir. Sıksık mavi ekranla karşılaşabilir yada bozuk olan ram‘den dolayı bilgisayarınız sürekli RESETLENEBİLİR.

* POWER SUPPLY (GÜÇ KAYNAĞI) ÖLMÜŞ YADA YETMİYOR OLABİLİR.

Eğer sisteminize yeni bir disk yada yeni bir fan eklediyseniz ve sonrada bilgisayarınız durduk yere RESET atıyorsa bir nedeni de Power Supply’ın gücü yetmiyor olabilir. Yada Power Supply arızalı ve yetersiz yada kesik voltaj çıkışı yaptığından dolayı Bilgisayarınız RESET atıyor olabilir.

* EKRAN KARTI FANI

Ekran kartınızın fanı aşırı tozdan dolayı durmuş olabilir bu yüzden soğutma yetersiz kalıyor özelliklede oyun oynarken bilgisayarınız RESET atıyor olabilir. Bir kontrol edin eğer durmuşsa temizleyin yinede dönmüyorsa değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Tabi ekran kartını değil sadece Fanı değiştirin.

  • ELEKTRİK TESİSATININ VOLTAJLARININ DÜŞÜK OLMASI YADA BİR ANDA DÜŞÜP TEKRAR DÜZELMESİ.

Bu durum sıkça başa gelen sorunlardan birisidir. Ev yada iş yeri elektrik tesisatından topraklama hattı bulunmaması yada tesisatın eski olmasından kaynaklanan voltaj düşmeleri ve yahut ev yada iş yeri elektriklerinin sık sık dengesiz voltaj düşmesi yada ani yükselmeleri.

Bu durumda yapılacak en akıllıca şey bir kesintisiz güç kaynağı kullanmak olacaktır. Aksi taktirde Power Supply hatta anakart dahi yanabilir.

* DONANIM PARÇALARININ ARIZALI OLMASI YADA ÇAKIŞMA YAPMASI.

Bilgisayarınızda PCI yada AGP slotlarına takmış olduğunuz kartlar yada kartlardan birisi eğer yerinden oynadı ise, yerinden hafifçe de olsa çıktı ise işte o zaman bilgisayarınız sürekli RESTART atıyor olabilir. Bu da çok doğaldır. Yapmanız gereken parçaları tek tek yerlerine oturup oturmadığını kontrol etmektir.

Bunun dışında birbirine uyumsuz olan donanım parçaları donanım çakışmalarına sebep olur ve bilgisayarınız RESET atmaya başlayabilir. Güvenli Kipten tek tek aygıtları kontol etmenizi tavsiye ederim.

Yada bir donanım parçasının (Ethernet kartı , Ses kartı gibi) bozulmuş olması bu soruna neden olabilir. Eğer yerlerine tam oturdular ve çakışma yoksa Bilgisayarınızda sürekli RESET atıyorsa işte o zaman tek tek parçaları çıkartıp test etmeniz arızalı parçayı bulmanız gerekmektedir.

* BIOS GÜNCELLEME YADA AYARLARINDAN KAYNAKLANAN RESTART PROBLEMLERİ

Bu da sık görülen sorunlardır. Bilgisayarınızın BIOS’unu güncellediğiniz zaman bazı parçaların donanım çakışmalarına yada uyumsuzluğuna neden olabilir. Yanlış bir bios yüklediyseniz zaten PC sürekli uyarı verir ve açılmaz bunun dışında ise Bios‘taki İşlemci Update yada Hight performance değerleri ile uğraştıysanız sisteminize ciddi zararlar verebilir. Anakarttaki hatalı Jumper ayalamaları ve BIOS’taki hatalı Mikroişlemci frekans ayarları bilgisayarınıza reset atabilir. Bu ayarları düzeltmek çözüm olabilir.

Farklı Kaynaklardan Derlenmiştir.

**
**

kaynak: http://www20.uludag.edu.tr/~skaya/