Bilgisayarınıza format attınız. O da ne yükleyecek o kadar çok program var ki… Belki de çoğu zaman format atmak istememe nedenimiz bu. Şu programları yüklemesi formattan uzun sürüyor. Teker teker programları indirip yüklemek var ya işkence olsa gerek.

O zaman sizin de Ninite.com ile tanışma vaktiniz geldi. İstediğiniz programları listeden seçin, sonraki sayfada uygulamayı indirin, şimdi koltuğunuza yaslanın, bırakın o indirsin, o yüklesin.  İstediğiniz programlar masaüstünde hazır bir halde sizi bekliyor.

Ninite.com

.

12 Eylül’de referanduma gidiyoruz ama parti liderleri niçin referanduma gittiğimizi ya unutmuş ya da unutturmak istiyorlar. Halk mı? Halk zaten çoktan unuttu. Mitinglerde liderlerin ağzından anayasa diye bir kelime çıkmıyor ne hikmetse. Biz şöyleyiz biz böyleyiz onlar böyle… evet mi? eveeet, hayır mı? hayıııır. Oyun oynamasını bilmeyen küçük mızıkçı çocuklar gibi ülkemizin liderleri. Onlardan pek bir şey olmayacak, umudumuzu kestik ama ya halk… Sizce halk oyundan ve mızıkçılardan yorulmuş uyuyor mu mışıl mışıl?

Birilerinin ülkede tek söz sahibi kendileriymiş gibi kafasına göre anayasa yapması -hatta yapmayı beceremeyip 3-5 madde değiştirip karşımıza ben yaptım oldu demesi- bir başkalarının sen ne yaparsan yap zaten olmaz biz yapsak olurdu ama şimdi sorsan nasıl yapacaksınız diye bilemeyiz ki şimdi demesinden ibaret ülkemizin mızıkçı çocuklarının oynadığı oyunun konusu.

Ama ne olursa olsun her şey yine halkı gösteriyor. Referandumda çıkacak sonuçtan daha önemlisi halkın referanduma ve ülkenin beceriksiz liderlerine bakış açısı. Eğer ki halkımız eğer ki bizler referanduma gitmeden önce “**değişmesi öngörülen maddeler nelermiş bir bakayım zaten topu topu 26 madde” deyip maddeleri okuyorsak; liderlerin anayasa değişikliğinden hiç bahsetmemesinden, hep birbirlerine hakaret etmesinden rahatsız oluyorsak **o referandum ister evet çıksın ister hayır, emin olun ki böyle bir millete sahip bir ülkenin sırtı üç beş maddeyle yere gelmez. Böyle bir millet zaten en kısa zamanda kendi liderini de çıkartır kendi anayasasını da çıkartır. Anayasa konusunda gerekli düzenlemeyi yapabilecek ve bu halkı yönetebilecek liderler yine böyle bir halk içinden vakti gelince çıkar. ister evet ister hayır deyin ama şu anayasada ne yapıyorlar bir de ben bakayım mutlaka deyin.

Akıllara şöyle bir soru takılıyor. Biz acaba böyle miyiz? anayasa değişikliğini merak edip okuyor muyuz, rahatsız mıyız liderlerimizden, körü körüne kimsenin peşinden gitmeyecek kadar görebiliyor muyuz olanları? Aslında her şeyin cevabı o cümlede gizli. “** Her millet hakettiği şekilde yönetilir**“.  Sanırım bu cümleden sonra pek fazla bir şey demeye gerek kalmıyor.

Bırakalım evet hayır oyunlarını da şu anayasada neler değişiyor bir göz atalım.

Öngürülen anayasa değişikliğine buradan ulaşabilirsiniz.

.

Emrah YUMUK
30.08.2010

.

Referandum öncesi anayasa inceleme kılavuzu

.

Ramazan’a bir de çocuk gözüyle bakalım. 5 yaşındaki bir çocuğun gözünden ramazan :)                                                                             …

                                .


Ücretsiz Kablosuz İnternet Hizmeti Veren Mekan arıyorsunuz. Yanyana 2 mekandan internet hizmeti verene seçmek istiyorsunuz. Kahvenizi ücretsiz internet/ wifi hizmeti veren yerde içmek istiyorsunuz. işte size wifinerede.com

**

**

wifinerede.com‘dan ücretsiz internet hangi mekanlarda var, öğrenebilirsiniz. Siz de bildiğiniz mekanları ekleyebilirsiniz.** **

alıntı: **sunipeyk.com
**

Hiç tanımadığın birinden cevap beklerken yakalamak kendini… Yalnızlığın en acımasız hali bir gece vakti esir alır. Acıtır en derinden. Kim olduğunun ne olduğunun önemi yok. Yanımda ol yeter. Sessiz bir ölüm gibidir gece ve yalnızlık. Biri çöker diğeri can alır. Bir cesetten fazlasını bulamazsın yalnız olanda.

Hiç tanımadım seni. Alt üstü birkaç mesaj mı beni sana bağlayan. Bu kadar muhtaç olur mu insan kalabalığa. Bir kişilik kalabalıklar bir kişinin yalnızlığını alır gider ya işte öyle bir şey senden gelecek cevap da. Bir fotoğraf yalnızlığı olsa gerek bunun adı. Bakarken özlemek yoksun diye hiç tanımadan da olsa.

Yok kimse yok. Sen de yoksun bir başkası da… Aniden bir kalabalığa giriyor insan, yürüyemiyor kalabalıktan. Birden teker teker kayboluyor insanlar, tek kalıyor koskoca sokakta. Uzaktan birini görüyor, uzun mu uzun saçları, sadece gülümsüyor. Ve peşinden koşuyorsun kim olduğunun önemi yok. İşte böyle bir şey yalnızlık. Yorulursun koşarken ama yine yalnızsındır. Çünkü sana da bulaşmıştır.

Dağ evinde mızıka çalan o kız sıcak çikolatasını yudumlarken neden isyan ediyor yüreği? Ve baş başa kalmak istiyor mızıkasıyla. Aşk üflüyor rüzgara. Bir müzik alıp götürüyor geceyi sabaha. Yalnızlık işte böyle bazen kaçabildiğimiz bir dağ evidir. Bazense sessiz bir ölümdür mızıka çalan o kıza rağmen.

“Başbaşa bırakın beni hayalimdeki dağ evimle” diye başlar yalnızlığın şarkısı. Uzaktan hoş gelir mızıkanın o ince sesi. Sıcak çikolatasını yudumlarken insan arada dili yanar da fark etmez. Çünkü en uzağa kaçmıştır onu rahatsız eden ne varsa. Her kaçışında daha da uzaklaşır. Daha sık kaçmaya başlar, daha uzundur artık kaçışlar. Farketmez o hayalindeki dağ evinin artık başka bir dünya olduğunu. Ve o dünyadan buraya gelmenin artık çok zor olduğunu… Ama zaten umrunda da değildir. Mutludur o dağ evinde mızıkasına üflerken. Gülümseyen o mızıka zaman geçtikçe ağlamaya başlar. İşte o zaman hisseder insan yalnızlığın ayazını. Artık geceyi gündüze bağlamaz olur müzik. Hep gecedir yalnızlığın son durağında. Ve ayazı üşütür, hasta düşer insan. Geri dönmek ister kalabalığına. Hayalindeki o dağ evinde bir hayal yaratır. Bir gece onu görür bir ağacın ardında. Ardından koşar yakalamak için. Yakalayamasa da hep umutludur. Her gece görür ve her gece devam eder kurtuluş umudu o hayalindeki dağ evinden ve yalnızlıktan. Her gece bekler, her geceyi bekler o hançer saplanırken yüreğine yavaş yavaş. Ve son… ya bir başlangıçtır, ya da gerçekten son…

.

Emrah YUMUK
25.08.2010

.