Şimdi hayatınıza bir bakın ne durumdasınız?

Mutsuz, acı içinde, üzüntülü, hasta, fakir, terkedilmiş, umutsuz, yaşamla bağlarınız kopmuş ya da her an umut ve neşeyle yaşayan gayet keyifli, zengin sağlıklı, tüm hedeflerinize ve isteklerinize kavuşmuş halde misiniz?
Yada biraz olumsuz, biraz olumlu alanlarınız mı var…

İçinde bulunduğunuz hayatın tablosu her ne ise düşünceleriniz, inançlarınız, korkularınız, ağzınızdan
çıkan sözler, bilerek yada bilmeyerek yapmış olduğunuz seçimlerle oluştu..
Yaratmış olduğumuz bu hayatın sorumluluğunu almanız gerekiyor.. Bunu siz yarattınız..
Hayatınızda iyi bir şeyler oluyorsa ‘ben başardım’deyip, kötü bir şey oluyorsa suçlu birini de aramayın..

Hasta veya sağlıklı,zengin veya fakir,mutlu veya mutsuz şu an nasıl bir hayat yaşıyorsanız önce iyi olanlar için şükredin, başarılarınızdan dolayı kendinizi takdir edin.. Olumsuz olan durumlar içinde şikayet etmekten, söylenip durmaktan vazgeçip düşüncelerinizi ve seçimlerinizi değiştirin..

Sadece farkında olun.. Yaşam size ne söylüyor? Bunu fark edin… Dinleyin..

Hayatınızdaki sorunları görebilmeniz ve çözebilmeniz için önce yaşam size sinyaller vermeye başlar.. Siz anlayın ve düzeltin diye daha sonra sıkıştırmaya başlar.. Yine anlamazsınız..

Sadece başıma bu geldi , bunu da yaşadım, ahh ahh vahh vahh der durursunuz, bir de çevrenize anlatırsınız, destek almak için… Kısaca söylenir durursunuz..

Önce ailenizde ve çevrenizdeki insanlarla problemler yaşarsınız, sinir olursunuz, öfke duyarsınız…
evinizde işyerinizde arabanızda problemler çıkar.. Bunlara da kızar söylenirsiniz.. ‘Kimse beni anlamıyor’ dersiniz.
Halbuki tek yapılması gereken şey şu.. Farkında olmak..
‘İnsanlar bana ne söylüyor, hayat bana ne diyor?’ diye farketmek.

Korkularınızı iyileştirin, olumsuz düşünce ve inançlarınızı düzeltin.. Kızgınlıkları affedin, kendinizi özgürleştirin vs… Kendini çok sevin ve onaylayın..
Hayat sadece sizden dengede olmanızı ve kendi yaşamınıza sahip çıkmanızı, mutlu olmanızı, sağlıklı yaşamanız ve bu yaşamdan keyif almanızı istiyor..

İşte yaşamdan gelen sinyaller ve uyarılar;

‘Arabanızda frenler tutmuyorsa evren size nerde durmasını bilmiyorsun’ diyor..
Silecekleriniz çalışmıyorsa neyi görmek istemiyorsun? diyor.. ‘Telefonunuz arızalıysa iletişim kanallarında sorun var, kime söylemek istiyorsun da söyleyemiyorsun?’ diyor..

‘Arabanızda vuruklar, çarpmalar varsa öfkelisin, kendini ve kızgın olduğun herkesi affet’ diyor..
Evinizde su boruları devamlı patlıyorsa, musluklardan su sızıyorsa yaşamındaki kaçakları gösteriyor.. (Para, sağlık, huzur vs.) elektrikle ilgili sorun varsa karanlıktasın, aydınlat kendini diyor..

Veee bedenimiz işte harika makinemiz.. Biz hayatımızdaki kullandığımız araçlar arızalanınca insanlarla ilişkilerimiz bozulunca, yaşamın bize verdiği mesajları hala anlamadıkça…

Yaşam, son çare olarak mükemmel bir makinemiz olan bedenimizle hayatımızdaki sorunları göstermeye çalışıyor.. Ancak hastalanınca duruyoruz.. Bana ne oluyor böyle diyoruz..
Neden hasta olunca farkına varıyoruz? Çünkü yaşamla ilişkimiz bir şekilde kesiliyor..
İşimize gidemiyoruz veya ağrılar içinde dolaşıyoruz hayattan keyif alamıyoruz..
‘Evet yaa, bu işim beni çok strese sokuyordu, sonunda hasta etti beni’ diyorsunuz..
Yaşamın size söylediklerini dinlemek için illa hasta olmayı mı bekliyorsunuz..
Kanser olduğunuz zaman mı en nefret ettiğiniz kişiyi affedeceksiniz.. Öleceğinizi bilirseniz mi yapmak istediğiniz şeyler için kendinize zaman ayıracaksınız, kızmayı, söylenmeyi bırakacaksınız..

Hastalıklar sizin düşüncelerinizle yaşamınızda yaratmış olduğunuz sıkıntıların sonuçları ve bu düşünceler sahip olduğunuz yaşam alanlarınızı güçlü bir şekilde etkiliyor..

Öncelikle şunu da belirtmek isterim, yaşamımızdaki bu nedenleri görmemek için kendimize bahanelerde uydururuz..soğuk bir şeyler içtim bu yüzden boğazım ağrıyor.. Acılı yedim bu yüzden midem ağrıyor vs.. Daha önce neden soğuk içtiğinizde veya acı yediğinizde bu ağrılar yoktu..

Kendinize dürüst olun ve yaşamın size verdiği bu ipuçlarını kullanın.. Sonuçta sadece kazançlı çıkarsınız…

Aşağıda hastalıkların zihinsel nedenleri ile ilgili birkaç örnek vermek istiyorum..
Hastalıkları kalıcı bir biçimde ortadan kaldırabilmek için bu hastalığa neden olan düşünce kalıbınızı iyileştirmeniz gerekir.. Aşağıda hastalıkların nedeni,yerine koymanız gereken olumlu düşünce şekli yer alacak.. Eğer bu hastalıklara sahipseniz lütfen bunu yapın.. Devamlı onaylamaları tekrar edin.. İyileşmenin ne kadar hızlı olduğunu, olumlu düşünce şeklinizin de hayatınızdaki diğer problemleri nasıl hallettiğini, ilaç tedavinize de nasıl destek olacağını göreceksiniz.

Başınız ağrıyorsa; Kendinizi hangi konuda yargılıyorsunuz sorusunun cevabını bulun.. Kendini eleştirme, değersiz görme ile ilgilidir..
Migren türü ağrılar ise mükemmelliyetçi olan ve bu yüzden kendilerine çok baskı yapan kişiler tarafından yaratılır.. Migrende yoğun olarak bastırılmış kızgınlık vardır..
Onaylaması; Kendimi çok seviyor ve onaylıyorum, kendimi affediyorum.. Emin ellerdeyim..

Sinüs ağrıları; Burunun çok yakınında hissedilir. Hayatınızda size çok yakın olan birisinden duyduğunuz rahatsızlığı gösterir, o kişi tarafından ezildiğinizi hissediyor olabilirsiniz..
Onaylaması; Hayatın bütünüyle birim. Huzur, uyum ve dengenin her zaman içimi kapladığını ve beni kuşattığını ilan ediyorum. Herşey yolunda. Ben kendi gücüme sahip çıkıyorum.

Boyun ağrıları, tutulma; Düşüncelerimizde esnek olma, sorunun öteki yüzünü görme, başka bir kişinin bakış açısını anlamayı temsil eder. İnatçılığı ve hep haklı çıkma isteğini bırakmak gerekir.

Olumlaması; Hayatla barış halindeyim, rahatım. Bir meselenin her yönünü esneklikle ve kolaylıkla görüyorum. Başka bakış açılarını da sevgiyle algılıyorum, güvendeyim.

Boğaz; Kendimizi doğru bir şekilde ifade edemiyoruz, istediğim şeyi söyleyemiyorum.. Düşünce kalıbını içerir. Kendimizi ifade etme korkumuzu, hakkımızı aramaktan çekinme korkumuzu, “ben buyum” deme cesaretimizin olmayışını gösterir. Kızgınlık boğaz ağrılarının nedeni. Eğer soğuk algınlığı da varsa zihinsel karışıklık yaşıyoruzdur.. Larenjit konuşamayacak kadar öfkeli olduğumuzu gösterir.

Yaratıcılığımız engellendiğinde boğazla ilgili sorunlar olur. Hayatlarını başkaları için yaşayan anne/ baba/çocuk/eş/sevgili/patron vs. kendi istediklerini hiç yapamayan bir çok insan BADEMCİK ve TİROİD sorunları yaşarlar.. Engellenmiş yaratılığın sonucudur.

Ayrıca boğazdaki enerji merkezimiz bedende değişimin olduğu yerdir.. Değişime karşı koyduğumuzda, değişmeye çalıştığımızda genellikle boğazımızda sorun yaşarız.. Öksürdüğünüzde ya da biri öksürdüğünde dikkat edin.. Ne konuşuluyordu? Neye tepki gösteriyoruz? Direnç ve inatçılık mı yoksa değişim süreci içindemisiniz?

Öksürdüğünüz an elinizle boğazınızı tutun “değişmeye hazırım” “değişiyorum” diyin…
Olumlama; Düşündüklerimi, isteklerimi, hissettiklerimi rahatlıkla ve özgürce ifade ediyorum. Yaratıcıyım, sevgiyle konuşuyorum. Değişmeye hazırım. Kendim olmakta özgürüm. Emin ellerdeyim.

Sırt; Destek sistemimizi temsil eder. Sırt ile ilgili sorunlar genellikle yeterince destek görmediğimizin ifadesidir. Yalnızca bizi işimizin, ailemizin, eşimizin desteklediğini düşünürüz. Bu yanlış bir inanış şeklidir.. Gerçeği ise, evren ve hayat bizi destekler.
Onaylama; Hayatın her zaman beni desteklediğini biliyorum ve kabul ediyorum..

Üst sırt ağrıları; Duygusal destekten yoksunluk.. Eşim, ailem vs beni anlamıyor ve desteklemiyor.
Onaylama; Kendimi seviyor, beğeniyor ve onaylıyorum. Hayat beni seviyor ve destekliyor.

Orta kısım; Suçluluk duygusuyla ilgili.. Geçmişimizde arkamızda kalan bir şey. Sırtınızdan bıçaklandığınızı mı düşünüyorsunuz,arkanızda ne bıraktığınızı görmekten mi korkuyorsunuz ya da arkada bıraktığınız bir şeyimi gizliyorsunuz?
Onaylama; Geçmişi geride bırakıyorum. Geçmişin geleceğim üzerimde hiçbir etkisi yok. Yüreğimde sevgiyle ilerlemek için özgürüm..

Alt bölüm ise; Bitip tükendiğini hissetme,ekonomik sorunlarla bir çıkmaz içinde olma, ekonomik endişelerin ifadesidir.. Parasızlık ya da parasal korkular bu bölümle ilgilidir..
Onaylama; Yaşam sürecine güveniyorum.gereksindiğim her şey daima sağlanacaktır. Emin ellerdeyim.

Sinir Bozukluğu; Sinirler İletişimi temsil eder.Ben merkezcilik (sadece kendini düşünme). İletişim kanallarını kapatma
Onaylama; Yüreğimi açıyor ve sadece sevgi dolu iletişim biçimleri yaratıyorum. Güvenlik içindeyim ve iyiyim. Rahatça ve keyifli iletişim kuruyorum.

Akciğerler; Hayatı içine alma kapasitesini temsil eder. Akciğer rahatsızlıkları, zatürre nedeni; depresyon, keder, hayatı içine almaktan korkma, kendinde hayatı dolu dolu yaşama hakkını görmeme.. Hayatı reddediş..
Olumlama; Hayatı kusursuz bir dengeyle içime alıyorum. Hayatın bütünlüğünü içime alma kapasitesine sahibim. Hayatı sevgiyle ve dopdolu yaşıyorum.

Kalp; Sevgi ve güvenlik merkezini temsil eder. Kendimizi sevgi ve sevinçten yoksun bırakma.. Çoktan beri süren duygusal sorunlar. Kendini yalnız ve panikte hissetme. Ben yeterince iyi değilim, yeterli değilim, asla başaramayacağım inancı ile yaşayanlar kalp hastası olurlar.
Onaylama; Kalbim sevgi ritminde vuruyor. Neşe ve sevinci kalp merkezime geri getiriyorum. Herkese sevgi gösteriyorum. Sevinç içinde yaşıyorum. Sevincin, zihnimden, bedenimden ve deneyimlerinden akmasına sevgiyle izin veriyorum. Tüm hayatla birim ve evren beni bütünüyle destekliyor. Her şey yolunda.

Yüksek Tansiyon; Çoktan beri süren, çözülmemiş duygusal sorun.
Onaylama; Geçmişi sevgiyle geride bırakıyorum. Huzur içindeyim.

Düşük Tansiyon; Çocukken yeterince sevgi görmemiş olma. Ne anlamı varki? Nasıl olsa işe yaramayacak yaklaşımı içinde yaşama.
Onaylama; Artık daima sevinçli olan ŞİMDİ de yaşamayı seçiyorum. Hayatım bir sevinç kaynağıdır.

Mide; Besinleri taşır. Tüm yeni düşünce ve deneyimlerimizi sindirir.. Bu hayatta hazmedemediğiniz, kabul etmediğiniz nedir? Yeniliklere kolaylıkla adapte olamıyoruzdur.
Mide bulantısı; Bir fikri ya da deneyimi redetme..
Ekşimesi; Korku, korku.. Sıkıştırıcı korku..
Gastrit; Büyük korku, dehşet.. Yeniden korkma, yeniyi özümseyememe..
Ülser; Yeterince iyi olmadığına inanma. Kendini sevmeyi redetme. Birilerini hoşnut etmeye çalışma.
Olumlama; Hayatı rahatça sindiriyor ve özümsüyorum. Güvendeyim, yaşam sürecinin bana yalnızca iyi şeyler getireceğine inanıyorum. Hayat benimle anlaşma ve uyum içinde. Her gün, her an yeniyi özümsüyorum. Kendimle barış içindeyim. Kendimi seviyor beğeniyor ve onaylıyorum.

Bacaklar; İleriye doğru atılan adımlar.adım atmaktan korkma, bir şeyleri yapmak istemediğimiz zaman bacaklarımızda sorunlar çıkar. Gelecekten korkma.
Olumlama; Hayat benim için var. Geleceğimde her şeyin iyi olduğunu bilerek güven ve neşeyle ilerliyorum.

Dizler; Boyun gibi esneklikle ilgilidir.taviz verme,gurur,ego ve inatçılığı ifade eder.
İleri doğru adım atarken taviz vermekten korkar, katılaşırız. Bu eklem yerlerini sertleştirir. İlerlemek isteriz ama değişmek istemeyiz. Bu yüzden dizin iyileşmesi uzun süre ego devrededir. Huzurlu olmak için esnek olmalı takılıp kalmamalıyız..
Olumlama; Ben esnek ve akıcıyım.. Şefkat ve merhamet, bağışlama ve anlayış içindeyim. Kolaylıkla eğiliyor ve akıyorum.

Kazalar; Kızgınlık ifadesidir. Birikmiş öfke, otoriteye karşı çıkma arzusu. O kadar kızgınız ki birisine vurmak isteriz ama birisi bize vurur(çarpar). Şiddete inanma..
Onaylama; Bu durumu yaratan düşünce kalıbımı terk ediyorum.Barış halindeyim,ben değerliyim.

Kanser; Derin bir biçimde incinme, yaralanma. Uzun zamandır süren kızgınlık. İnsanı yavaş yavaş yiyip bitiren derin bir sır ya da üzüntü. Nefretleri taşıma.
Olumlama; Tüm geçmişi sevgiyle bağışlıyor ve serbest bırakıyorum. Dünyamı sevinçle doldurmayı seçiyorum. Kendimi seviyor ve onaylıyorum.

Bu hastalıklar sadece birkaç çalışma örneği, yurtdışında hastanelerde tıbbi tedavi ile birlikte bütünsel tedavi altında kullanılan ve hastalara tavsiye edilen çalışmalardır..
Yaşamınızın farkına varın, hayattan keyif alın.. İçinizdeki coşkuyu ve huzuru yakaladığınız an tüm yaşamınıza bunu yayın.. Evren bir sürü ipucu vererek sizi destekliyor. Yoldan çıktığınız alanları size anlatmaya çalışıyor.. Bazen yaşamınızdaki eşyalarla, bazen insanlardan gelen mesajlarla, belki reklam panolarındaki sözler veya radyodaki bir şarkıyla hep dikkatinizi çekiyor.. Yaşamınızdaki sorunları görmek için hasta olmayı beklemeyin.. Kendi yaşamınızın merkezinde, dengede, kendi içinizdeki o muhteşem gücün farkına varıp, sahip çıkarak, yaşamınızdaki hedefleri gerçekleştirin..
Kendinizi çok ama çok sevin.. Kendini çok seven ve onaylayan hiçbir insan hasta olmaz..
Kendini seven ve kendine değer veren insan hep sevgi dolu insanlarla güvende ve mutlu yaşar..
Şimdi yaşamınızdaki sorunları çözmek için hasta olmayı beklemeyin..

Mutlu olun, sağlıklı olun, sevgiyle kalın,
Her güne gülümseyerek sevgiyle başlayın..

-alıntıdır-

.

ZİHİN BEDENİ NASIL ETKİLİYOR?

Zihnin bedeni nasıl etkilediği üzerine yapılan en son araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya koydu. Hastalıkları ilaç yerine zihinle tedavi edebilir miyiz? Düşüncelerimiz hayatımızı tam olarak nasıl biçimlendiriyor?

Hayal edin. Söğüt ağacı yaprağına alerjiniz var. Dokunduğunuz anda cildiniz kabarıyor, kızarıyor, deli gibi kaşınmaya başlıyor. Doktor size bir alerji testi yapıyor. Önce gözlerinizi sıkıca bağlıyor. Ardından sağ kolunuza söğüt yaprağı sol kulunuza ise dut yaprağı süreceğini söylüyor. Ve testi uyguluyor. Tabii sağ kolunuz hemen kaşınıp yanmaya başlıyor. Sol kolunuzda ise her şey normal. Ama gözlerinizi açtığınızda doktor sürprizi açıklıyor: “Aslında kaşınan kolunuza dut yaprağı sürmüştük, alerjik olduğunuz söğüt yapraklarını ise sol kolunuza sürdük!”

Ve işte bir başka örnek: Bir Parkinson hastası ayaklarını sürüyerek zorla yürüyebiliyor ve elleri yazı yazamayacak kadar çok titriyor.
Cerrahi müdahale yapılmasını kabul ediyor. Geçirdiği beyin ameliyatı sonrası hastanın elleri ve ayakları düzeliyor, normal hareket etmeye başlıyor. Ancak doktorlar gerçeği sonradan açıklıyorlar: “Yapılan beyin ameliyatı tamamen sahte. Cerrahlar kafatasına küçük bir delik açıp, hiçbir şeye müdahale etmeden geri kapattılar.”

İki deney de düşünceler ve duyguların insanın fiziksel sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran bilim adamları tarafından yeni yapıldı.Sonuç ortada: Zihin bedeni doğrudan etkiliyor!

Bu yeni bir inanış değil. Tıp dünyasında yıllardır konuşuluyordu. Ancak son yıllarda bilim adamları zihin ile beden arasındaki bağlantının sanıldığından çok daha güçlü, çok daha etkili olduğunu keşfetti. Bu yüzden de 21.yüzyılın gelişmiş tıp teknolojisiyle konuyu derinlemesine incelemeye karar verdi. Buna göre sinir, gerginlik, yalnızlık, umutsuzluk, sevgi, huzur, mutluluk ve iyimserlik sadece soyut duygu ve düşünceler değil. Bütün bu psikolojik durumlar tıpkı zayıflık ya da şişmanlık gibi bedenimizi fiziksel olarak yani somut biçimde etkiliyor. Beyin bu duygu ve düşünceler doğrultusunda bağışıklık sisteminden, kan hücrelerine, kalpten bağırsaklara kadar bütün organ, doku ve hücreler üzerinde değişiklikler yapabiliyor.

Bilim adamlarının yeni hedefi zihinsel ve fizikler durumlar arasındaki köprüleri keşfetmek tedavi amaçlı kullanmayı öğrenmek.Yakın tarihli bir araştırma da ABD”deki yetişkin nüfusun neredeyse yarısının beden ve zihni buluşturan yöntemlerle ilgilendiğini gösteriyor. Bunlar arasında yoga, derin nefes egzersizi uygulamaları, ileri kas esnetme teknikleri, hipnoz, düşleri yönlendirme teknikleri, bir de bedenle zihnin en etkili bağlantı şekli olan dini inanç ve dualar var. Hepsi temel de stresle savaşıyor. Çünkü stres günümüzde neredeyse öldürücü.

İnsanın stresli bir durum karşısında kan basıncının yükseldiği, kalp atışlarının hızlandığını, kas geriliminin arttığını ve solunumunun düzensizleştiği biliniyor. Sebep ise hormonlar ve vücut kimyasalları. Bu maddeler insanda baş ağrılarından kalp krizine kadar her türlü fiziksel hastalığı tetikleyebilecek kadar güçlü.

Negatif duygu ve düşüncelerin sağlığa olumsuz etkileri ortada. Peki pozitif duygu ve düşünceler de olumlu yönde etkili oluyor mu? Bilim adamları “evet” diyor; “Zihin gücü hastalıkların tedavisinde kullanılabilir!” Beyin, zihin gücüyle vücuttaki fiziksel ağrıyı da ortadan pekala kaldırabiliyor. ABD”deki Duke Üniversite”sinde yapılan araştırmalar dini inançları olan kişilerin daha az hastalıklara yakalandığını söylüyor; HIV hastaları üzerinde yapılan bir başka araştırma ise pozitif ve iyimser bir dünya görüşüne sahip olan AIDS hastalarının bağışıklık hücrelerinin diğerlerine nazaran daha güçlü olduğu belirtiliyor.

Peki beyin gücüyle daha sağlıklı olabilir, hastalıkları ilaç yerine zihinle tedavi edebilir miyiz? Bu araştırmalar, zihin ve bedenin gizemli ilişkisini göler önüne sermek adına sadece başlangıç. Ve daha şimdiden bilim adamlarına zihnin beden üzerinde olumlu fiziksel etkiler sağlayabilecek bir gücü olduğunu şimdiden kanıtladı. Bilim bu konu üzerinde araştırmalarını derinleştirirken beden ile zihin arasında köprü kuran yoga, zihni düşüncelerden arındırma ve dua etmek gibi tekniklerin de artık büyük önem kazanacağı aşikar

Vatan/Kırmızı Eki

Değişkenler bir programlama dilinde temel verileri saklamak ve bu verileri sonradan kullanmak için kullanılan bellek bölgeleridir.

C#’ta değişken şu şekildeki tanımlanır:

VeriTipi DegiskenAdi ;

Tamsayı veri tipleri; sbyte, byte, short, ushort, int, uint, long, ulong.

Virgüllü Sayı Veri Tipleri; float, double, decimal.

Tek Karakter Veri Tipi; char.

Karakter dizisi Veri Tipi; string.

True/False Veri Tipi; bool.

Tarihsel Veri Tipi; DateTime.

C# Adı CTS Karşılığı Açıklama Max ve Min aralık yada değeri
sbyte System.Byte 8 bit işaretli tamsayı -128 : 127
short System.Int16 16 bit işaretli tamsayı -32.768 : 32.767
int System.Int32 32 bit işaretli tamsayı -2.147.483.648 : 2.147.483.647
long System.Int64 64 bit işaretli tamsayı -9.223.372.036.854.775.808 : 9.223.372.036.854.775.807
byte System.Byte 8 bit işaretsiz tamsayı 0 : 255
ushort System.UInt16 16 bit işaretsiz tamsayı 0 : 65.535
uint System.UInt32 32 bit işaretsiz tamsayı 0 : 4.294.967.295
ulong System.UInt64 64 bit işaretsiz tamsayı 0 : 18.446.744.073.709.551.615
float System.Single 32 bit tek kayan sayı +yada – 1,5*10-45 : + ya da – 3,4*1038 (virgülün sağında ve solunda 7 basamak)
double Sytem.Double 64 bit çift kayan sayı +yada – 5*10-324 : + ya da – 1,7*10308 (virgülün sağında ve solunda 15-16 basamak)
decimal System.Decimal 128 bit ondalıklı sayı +yada – 1,0*10-28 : + ya da – 7,9*1028 (virgülün sağında ve solunda 28-29 basamak) 
bool System.Boolean
true ya da false
char System.Char Tek Karakter
16 Unicode karakterleri
string System.String Karakter dizileri
16 Unicode karakter dizileri
DateTime System.DateTime Tarih
gün/ay/yıl saat – 23.02.2010 12:00:00
byte sayi1 = 0;  //0 ve 255 arası
sbyte sayi2 = -120; //-128 ve 127 arası
//hafızada 1byte yer kaplar

short sayi3 = 15056; //-32768 ve 32767 arası
ushort sayi4 = 65000; //0 ve 65535 arası
//hafızada 2 byte yer kaplar

int sayi5 = 148795413; //-2.147.483.648 ve +2.147.483.647 arası
uint sayi6 = 76745621; // 0 ve 4.294.967.295 arası
//hafızada 4 byte yer kaplar

long sayi7 = -7103456094932;
//-9.223.372.036.854.775.808 ile 9.223.372.036.854.775.807
ulong sayi8 = 1134576849039032; //0 ile 18.446.744.073.709.551.615
//hafızada 8 byte yer kaplar

float sayi9 = 11.29f; //4 byte //-3.402823E38 ve +3.402823E38
double sayi10 = 45.23d; // 8 byte //-1.79769313486232E308 ve +1.79769313486232E308
decimal sayi11 = 123.456M; //16 byte //-7.9E1028 ve +7.9E1028

DateTime Tarih = DateTime.Now; //8 byte // 1/1/0001 12:00:00 ve 31/12/9999 23:59:59
//DateTime.Now - şu anın tarihini atar

string AdSoyad = "Emrah Yumuk" ; // ~ (2 byte x harf adedi) yer kaplar

bool Evet = true; //4 byte //True veya False
bool Hayır = false;

NOT: Eğer tanımladığımız değişkenin en başına “const” yazarsak değişkeni sabitlemiş oluruz. Yazdığımız programda bir daha bu değişkeni değiştiremeyiz.

const int Sayi = 25;

Web 10′da dördüncüye geldik. yine ilginizi çekebileceğini düşündüğüm ve farklı konularda yararlanabileceğiniz websitelerini sunuyorum.

  1. Revir.com – Türkiye’nin Sağlık Sitesi. Sağlık konusunda her soruyu sorabileceğiniz ve doktorlardan cevap alabileceğiniz başarılı bir websitesi.

  2. KonserveHaber.com – Konser, klip ve yeni albüm haberlerine ulaşabileceğiniz, konser ve etkinlikleri takip edebileceğiniz bir müzik sitesi.

  3. SesliKuran.com – Kuran-ı Kerim’in Türkçe dahil birçok dilde mealini mp3 olarak indirebilir ve dinleyebilirsiniz.

  4. Scribd.com – Siteye üye olup Word ve Pdf dökümanlarınızı arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz ve herhangi bir okuyucu programa gerek kalmadan okunmasını sağlayabilirsiniz.

  5. Vikisöz – Herkesin katılarak oluşturduğu özlü sözler, söylemler, atasözlerini bulabileceğiniz vikipedi’nin özlü söz versiyonu.

  1. Televidyon – Sadece internette yayın yapan televidyon, kendine has yayınlarıyla televizyona alternatif.

  2. Giderayak.com – Nereden nereye gideceğinizi seçerek otobüs firma alternatiflerini gösteren bir websitesi.

  3. Enuygun.com – Size en uygun banka kredisi, uçak bileti, araç sigortası, adsl tarifesi, gsm tarifesi ve kredi kartını bulmanızı sağlayan bir websitesi.

  4. Sahiplen.com – Bigisayar ortamındaki her türlü eserinizi, yazı, şarkı vs. bu site aracılığı ile sahiplenebilir ve herhangi bir izinsiz kullanım durumunda yasal olarak hak iddia edebilirsiniz.

.

*websiteleri herhangi bir sıraya göre dizilmemiştir. Rastgele numaralandırılmıştır.

*sizin de gözüme girecek bir websiteniz varsa önerin bir dahaki web10′da yerini alsın.

.

Diğer web10′lara göz atmak isterseniz:
WEB 10 – website önerileri (1)
WEB 10 – website önerileri (2)
WEB 10 – website önerileri (3)

Visual Studio 2010 kurduktan sonra kaldırmak istediğimizde program ekle/kaldır kısmında birçok kaldırılacak programla karşılaşıyoruz. İstersek bunları tek tek kaldırabiliriz fakat Microsoft’un Microsoft Visual Studio 2010 Uninstall Utility isminde ufak bir programı var. Programı buradan indirip kaldırma işlemini yapabilirsiniz.

Visual Studio 2010 Uninstall Utility programını kullanıp kaldırma işlemi yaptıktan sonra kalan bazı programları program ekle/kaldır’ dan kaldırabilirsiniz.

Ya da tek tek elle kaldırmak istiyorsanız aşağıdaki programları kaldırmanız gerekiyor:

  1. Microsoft Visual Studio 2010 ADO.NET Entity Framework Tools
  2. Microsoft SQL Server 2008 R2 Transact-SQL Language Service
  3. Microsoft SQL Server 2008 R2 Data-Tier Application Project
  4. Microsoft SQL Server 2008 R2 Data-Tier Application Framework
  5. Microsoft Sync Framework SDK v1.0 SP1
  6. Microsoft Sync Framework Services v1.0 SP1
  7. Microsoft Sync Framework Runtime v1.0 SP1
  8. Microsoft Silverlight 3 SDK
  9. Microsoft ASP.NET MVC 2
  10. Microsoft ASP.NET MVC 2 – Visual Studio 2010 Tools
  11. Microsoft .NET Framework 4 Multi-Targeting Pack
  12. Microsoft TFS Object Model
  13. Microsoft Visual F# 2.0 Runtime
  14. Microsoft Visual Studio x64 Prerequisites

Çok girift, karmaşık bir şeyin anlaşılması gerekiyor: Eğer âşık değilsen yalnızsındır. Eğer âşıksan, gerçekten âşıksan tek başına olursun.

Yalnızlık üzücüdür; tek başınalık üzücü değildir. Yalnızlık bir tamamlanmamışlık duygusudur. Sen birisine ihtiyaç duyarsın ve ihtiyaç duyulan kişi mevcut değildir. Yalnızlık karanlıktır, onda hiç ışık yoktur. Karanlık bir evdir, birisinin gelip ışığı yakmasını beklemek ve beklemektir.

Tek başınalık, yalnızlık değildir. Tek başınalık kendinin tam olduğunu hissetmek anlamına gelir. Hiç kimseye ihtiyaç yoktur, sen yeterlisin. Ve bu aşkın içinde gerçekleşir. Âşıklar tek başına olurlar. Aşkın aracılığıyla sen içsel bütünlüğüne dokunursun. Aşk seni bütün hale sokar. Âşıklar birbirlerini paylaşırlar fakat bu onların ihtiyacı değildir. Bu onların taşan enerjisidir.

Yalnız hisseden iki kişi bir anlaşma yapabilir, bir araya gelebilir. Onlar âşık değildirler, unutma. Onlar yalnız olarak kalırlar ama şimdi diğerinin varlığı yüzünden yalnızlığı hissetmezler, hepsi bu. Onlar bir şekilde kendilerini kandırıyorlar. Onların aşkı kendilerini kandırmak için bir yalandır: “Ben yalnız değilim, başka birisi daha var.”

İki yalnız insan buluştuğu için, onların yalnızlıkları ikiye katlanır hatta kat be kat artar. Normalde olan budur. Sen tek başınayken yalnız hissedersin ve ilişkideyken de kendini berbat hissedersin. Bu her gün gerçekleşen bir gözlemdir. İnsanlar bir ilişkide değilken yalnız hissederler ve ilişki kuracakları birisini ararlar. Birisiyle ilişki halindeyken ise mutsuzluk başlar; o zaman tek başına olmanın daha iyi olduğunu hissederler: Bu kadarı çok fazladır.

Ne olur? İki yalnız insan buluşur: Bunun anlamı iki sıkıcı, üzüntülü, mutsuz insan bir araya gelir ve mutsuzluk katlanır. Nasıl iki çirkinlik güzellik haline gelsin? Nasıl olur da iki yalnızlık bir araya gelerek bir tamamlanmışlık hissi, bütünlük sağlayabilir? Mümkün değildir. Onlar birbirlerini sömürür, bir şekilde onlar birbirleriyle ilişkide olarak kendilerini kandırırlar ama bu kandırmaca fazla ilerleyemez. Balayı bittiğinde evlilik de bitmiştir. O sadece geçici bir yanılsamadır. Gerçek aşk yalnızlıkla savaşma çabası değildir. Gerçek aşk yalnızlığı tek başınalığa dönüştürmektir, diğerine yardımcı olmaktır: Eğer bir insanı seversen o kişinin tek başına olmasına yardım edersin. Onu doldurmaya çalışmazsın. Onu bir şekilde varlığınla tamamlamaya çalışmazsın. Diğerinin tek başına olmasına, sana ihtiyaç duymayacağı kadar onun kendi varlığıyla dolmasına yardımcı olursun. Bir insan bütünüyle özgür olduğunda, o zaman, bu özgürlük sayesinde paylaşım mümkün olabilir. O zaman o, çok fazlasını verir ama bu ihtiyaçtan değildir; o çok fazlasını verir ama bir pazarlık olarak değildir. O çok fazlasını verir çünkü onda çok fazlası vardır. O verir çünkü o vermekten hoşlanır. O verir çünkü vermekten hoşlanır.

Âşıklar tek başınadır ve gerçek âşık asla senin tek başınalığını yok etmez. O her zaman senin bireyselliğine karşı, tek başınalığına karşı tam bir saygı duyacaktır. O kutsaldır. O buna burnunu sokmaz, o bu alanı ihlal etmeye çalışmaz.

Ancak normalde âşıklar, sözde âşıklar, diğerinin bağımsızlığından, tek başınalığından son derece korkarlar. Onlar çok korkarlar çünkü onlar şayet diğeri bağımsız olursa kendilerine ihtiyaç olmayacağını, o zaman kendilerinin ıskartaya çıkartılacağını düşünürler. Bu yüzden kadın, erkek arkadaşı yahut kocasının bağımlı kalacağı şekilde her şeyi ayarlamaya çalışıp durur. O her zaman kadına ihtiyaç duymalıdır, böylelikle kendisi değerli olarak kalır. Ve erkek de her şekilde aynı şeyi yapmaya çalışır, bu sayede o da değerli kalabilir. Sonuç pazarlıktır, aşk değil ve sonu gelmez çatışma, mücadele vardır. Mücadele herkesin özgürlüğe ihtiyacı olması temeline dayanır.

Aşk özgürlüğe izin verir; sadece izin vermekle kalmaz özgürlüğü güçlendirir. Ve özgürlüğü yok eden hiçbir şey aşk olamaz. O başka bir şey olmalıdır. Aşk ve özgürlük bir aradadırlar, onlar aynı kuşun iki kanadıdır. Ne zaman senin aşkın özgürlüğünün karşısında olursa, o zaman sen aşk adına başka bir şey yapıyorsundur.

Kriterin şu olsun: Kriter özgürlüktür; aşk sana özgürlük verir, seni özgürleştirir, seni serbest bırakır. Ve sen bir kez bütünüyle kendin olduğunda, sana yardım etmiş olan kimseye minnet duyarsın. Minnet duymak neredeyse dini bir şeydir. Sen diğer insanda ilahi bir şey hissedersin. O adam seni özgür kılmıştır, o kadın seni özgür kılmıştır ve aşk bir sahiplenmeye dönüşmemiştir.

Aşk bozulduğunda o sahiplenmeye, kıskançlığa, iktidar mücadelesine, politikaya, hükmetmeye, maniplasyona —bin bir tane, hepsi çirkin şeye— dönüşür. Aşk yükseklere, dokunulmamış gökyüzüne eriştiğinde o özgürlüktür, tam özgürlüktür.

Şayet sen âşıksan, benim bahsettiğim aşk ise, senin aşkının ta kendisi kaşındakinin bütünleşmesine yardım eder. Senin aşkının ta kendisi karşındaki için birleştirici bir kuvvet olur. Senin aşkında, karşındaki kişi bir bütün olarak, kendine özgü ve birey olarak bir araya gelir çünkü senin aşkın özgürlük verir.

Osho (Bhagwan Shree Rajneesh)

.

Aşk öğrenilemez. Aşk geliştirilemez. Geliştirilmiş aşk, aşk bile olmayacaktır. O gerçek bir gül olmayacaktır, o plastik bir çiçek olacaktır. Bir şeyi öğrendiğinde, bu onun dışardan gelen bir şey olduğu anlamına gelir; o içsel bir gelişme değildir. Ve şayet aşk hakiki ve sahici olacaksa, o senin içsel gelişiminle olmak zorundadır.

Aşk yegâne dindir, yegâne Tanrı’dır. Yaşanması, anlaşılması gereken yegâne gizemdir. Aşk anlaşıldığında sen tüm ermişleri ve dünyanın tüm mistiklerini anlamış olacaksın. O zor bir şey değildir. O senin kalp atışın ya da nefesin kadar basittir. O sana gelir, o sana toplum tarafından verilmez. Ve vurgulamak istediğim nokta budur: Aşk doğuştan gelir.

**Aşık Olmak / Osho
**