Cem Adrian’ın yeni albümü “Kayıp Çocuk Masalları” çıktı. Albümdeki bütün şarkılar gerçekten çok güzel. Özellikle Aylin Aslım’la düet yaptığı “Herkes Gider Mi?” ve Murat Yılmazyıldırım’la düet yaptığı “Ağladıkça” şarkılarını çok beğendim. “Herkes Gider Mi?” şarkısının sözleri harika…

.

-Hala yalnız mısın?
-Sadece özgür…
-Peki mutsuz?
-Sadece alışmış…
-Peki ya aşık?
-Sadece eksik… Peki ya sen… Hala bekliyor musun?
-Beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar
anlamsız…
-Peki ya umut?
-Umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız…

Herkes Gider Mi? – Cem Adrian

Sessiz bir gece, yorgun adımların… Hiç haberi yok gibi ıslak kaldırımların…
Kimse görmüyor mu? Kimse bilmiyor mu?
Durup önünde kalbinin, kimse durdurmuyor mu?
Herkes gider mi… herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam her şey biter mi?
Çok erken değil mi… erken değil mi?
Söyle bana küçük adam herkes gider mi?

Elinde cennetin kayıp haritası… Kalbinde hazineler, yüzünde anahtarı…
Kimse görmüyor, kimse bilmiyor… Ve sen hala üşüyorsun…
Herkes gider mi… herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam her şey biter mi?
Çok erken değil mi… erken değil mi?
Söyle bana küçük adam herkes gider mi?

‘-Hala yalnız mısın?
-Sadece özgür…
-Peki mutsuz?
-Sadece alışmış…
-Peki ya aşık?
-Sadece eksik… Peki ya sen… Hala bekliyor musun?
-Beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar
anlamsız…
-Peki ya umut?
-Umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız…’

Herkes gider mi… herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam… Söyle bana küçük adam…
Çok erken değil mi… erken değil mi?
Söyle bana küçük adam… Söyle bana küçük adam…
Yağmur diner mi… yağmur diner mi?
Söyle bana küçük adam… Söyle bana küçük adam…

Söz – Müzik: Cem Adrian

Geçen ay wordpress tabanlı websitelerimden birinde şöyle bir sorun meydana gelmişti. Feedburner’da yeni eklediğim yazılar görünmüyor ve google yeni eklediğim yazıların hiçbirini görmüyordu. Ne yaptıysam sorunu çözemedim.

Aynı sorun bu sefer bu websitemde Seyir Defterim’de meydana geldi. Websitemin eski yedeklerindeki sadece .htaccess dosyasını tekrar yükledim ve sorun çözüldü. Aynı .htaccess dosyasını diğer websiteme de yükledim, birkaç dakika sonra oradaki sorun da çözüldü.

Eğer sizin de böyle bir sorununuz varsa, Htaccess dosyasını buradan indirip websitenize yükleyebilirsiniz.

www.emrahyumuk.com

Microsof Visual Studio’da ayarları değiştirmiş ve eski ayarlara geri dönemiyorsanız;

Visual Studio 2010 en üstteki menü çubuğundan Tools>Import and Export Settings‘ e tıklayın. Açılan pencerede “Reset All Setting” i seçin ve Next‘ e tıklayın. Sonraki pencerede tekrar Next‘e tıklayın ve en son karşınıza geliştirme yapacağınız ortamı seçebileceğiniz bir pencere çıkacak. Mesela, eğer c# üzerinde çalışacaksınız “Visual C# Development Settings” i seçip Finish‘e tıklayın.

Visual Studio, varsayılan ayarları yükleyecek ve ayarlarınız ilk haline dönecektir.

Diğer bir yol ise;
Başlat>Çalıştır açın (Windows+R kısayol tuşlarını kullanarak da açabilirsiniz).
devenv /resetsettings yazın ve Tamam‘ a tıklayın. (devenv kelimesinden sonra boşluk var dikkat edin)

www.emrahyumuk.com

Visual Studio 2010′ u açtığınızda “Properties Window” içinde herhangi bir şey görünmüyor ve “No Visual C++ Project Is Loaded” yazıyorsa Visual Studio ayarlarınıza reset atmanız gerekmektedir.

Burada da anlattığm gibi Visual Studio 2010 en üstteki menü çubuğundan Tools>Import and Export Settings‘ e tıklayın. Açılan pencerede “Reset All Setting” i seçin ve Next‘ e tıklayın. Sonraki pencerede tekrar Next‘e tıklayın ve en son karşınıza geliştirme yapacağınız ortamı seçebileceğiniz bir pencere çıkacak. Mesela, eğer c# üzerinde çalışıyorsanız “Visual C# Development Settings” i seçip Finish‘e tıklayın.

Visual Studio, varsayılan ayarları yükleyecek ve ayarlarınız ilk haline dönecektir. Ve sorun ortadan kalkacaktır.

www.emrahyumuk.com

…………………………………………………………………………………………………………………………….

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi…
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.

Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla…
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim…

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi…
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra…
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi…
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi…

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta…
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde…
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün…
Ve gerçeğin acı olduğunu…
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya …
Kalp durur …
Akıl unutur …
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur …

MEVLANA CELALEDDİN RUMİ